İmtizaç nedir?

Mizaçların uyumu demektir.

Müterakkî ne demek Osmanlıca?

(ﻣﺘﺮﻗّﻰ) sıf. (Ar. teraḳḳī muteraḳḳі, “ilerlemek, yükselmek” kelimesinden) ilerleme ve gelişme, gelişmiş, medeniyet seviyesi yükselmiş, ilerlemiştir. Müterakkiye (ﻣﺘﺮﻗّﻴﻪ) sıf. Aynı anlamı taşıyan müterakki kelimesinin, “Akvâm-ı müterakkiye: Gelişmiş kabileler” cümlelerinde geçen belirsiz biçimi.

Temayuz ne demek Osmanlıca?

Osmanlı Türkçesi: Başkalarından üstün olmak, göze çarpmak, seçkin olmak.

Osmanlıca müteveccih ne demek?

Arapça wch kökünden gelen ve “yöneten, yönelen” anlamına gelen müteveccih متوجّه‎ kelimesinden alınmış bir alıntıdır.

İmtina etmek ne demek?

14. yüzyılda literatüre giren “perhiz” kelimesinin ilk anlamı, kısıtlama ve mesafeli olmaktır. Bu kelime günümüzde utanç anlamında da kullanılmaktadır. Kelimenin bir diğer anlamı ise imkânsızlık ve imkansızlıktır.

Anlaşmak ve uzlaşmak nedir?

Uzlaşma, her bir tarafın kendi taleplerinden taviz vermesiyle farklı taraflar arasında varılan bir anlaşmadır. Tartışma, iletişim ve şartların karşılıklı kabulü yoluyla bir anlaşmaya varılmasıyla ilgilidir.

Müteayyin ne demek Osmanlıca?

Soylular sınıfından olan, seçkin kimse.

Mücehhez ne demek Osmanlıca?

(ﻣﺠﻬّﺰ) sıfat (ar. donatmak fiilinden) Yapılacak iş için gerekli olan her türlü malzemeyle donatılmış, hazır edilmiş, donatılmış, döşenmiş: Biz, hikmet alametleriyle donatılmış fikir ordusuyuz / Hakikat ayetleri gözümüzde okunuyor (Tevfik Fikret).

Mütemadiyen ne demek Osmanlıca?

Arapça kökenli ve Türkçe’de yaygın olarak kullanılan kelimelerden biridir. Türk dil birliği açısından anlamı “kesintisiz ve sürekli” olarak ifade edilir.

Temessuk ne demek Osmanlıca?

Arapçada “tutmak, tutmak, tutunmak” anlamına gelen temessük, diplomatik dilde borç verme, borç ödeme, bir şeyi teslim etme veya alma gibi durumlarda karşı tarafa verilen belgeyi ifade eder. Tahvîl ve daha yakın zamanlarda ise senet de temessük kelimesinin eş anlamlısı olarak kullanılmıştır.

Mütemerrit ne demek Osmanlıca?

(ﻣﺘﻤﺮّﺩ) sıf. (Ar. “inatçı olmak, dik başlı olmak” fiilinin varsayılan değeri) Kötülük yapmakta veya kötü bir yolda gitmekte ısrar eden, inatçı, inatçı: Peygamberinin kendisine söylediği sözleri duyduğu için öfkelenen / O (Fuzûlî) kötü bir ruh halindeydi. Bu kişi son yarım yüzyılın en kâfir ve asi materyalistlerinden biridir (Ali F.

Müptelâ ne demek Osmanlıca?

Arapça ibtila‘ kelimesinden gelir, “denemek, imtihan olmak” demektir.

Dareyn ne demek?

(ﺩﺍﺭﻳﻦ) i. (Ar. dār “ev, yurt” ve Tesniye eki -eyn ve dāreyn) “İki Ev” Dünya ve Ahiret: İsmini koyan ve Yaratıcısının kontrolünde olan Bârî Hudâ (Nâbî) / Her ne ise, Matlab’ı bahşeder.

Mütekasif ne demek Osmanlıca?

(ﻣﺘﻜﺎﺛﻒ) sıf. (ar. tekāѕuf mutekāѕif “yoğunlaşmak” kökünden gelir) Yoğunlaşmış, yoğunlaşmış, yoğunlaşmış: Artık ortalık tamamen kararmıştı, iki arkadaş birbirlerini bulanık görüyorlardı (Hâlit Z. Uşaklıgil).

Mütekamil ne demek Osmanlıca?

(ﻣﺘﻜﺎﻣﻞ) sıf. (Ar. tekāmul mutekāmil, “gelişmek, olgunlaşmak” kelimesinden) Gelişen, gelişen ve olgunlaşan, olgunlaşan, gelişen: Böyle gelişmiş bir insan toplumuna millet (Mukbil Özyörük) denir.

Müterakki vergi ne demek?

Progresif verginin matematiksel özellikleri: Ödenecek vergi miktarının taban artıştan daha hızlı arttığı vergi türlerine progresif vergi adını veriyoruz. Bu, vergi tabanındaki (R) artışlara yanıt olarak vergi miktarının (T) artan miktarlarda artmasını sağlayan bir vergi fonksiyonu T = f (R) ile elde edilir.

Müsaraat Osmanlıca ne demek?

Acele edin, acele etmeyin.

Mütemerrit ne demek Osmanlıca?

(ﻣﺘﻤﺮّﺩ) sıf. (Ar. “inatçı olmak, dik başlı olmak” fiilinin varsayılan değeri) Kötülük yapmakta veya kötü bir yolda gitmekte ısrar eden, inatçı, inatçı: Peygamberinin kendisine söylediği sözleri duyduğu için öfkelenen / O (Fuzûlî) kötü bir ruh halindeydi. Bu kişi son yarım yüzyılın en kâfir ve asi materyalistlerinden biridir (Ali F.

Mütekasif ne demek Osmanlıca?

(ﻣﺘﻜﺎﺛﻒ) sıf. (ar. tekāѕuf mutekāѕif “yoğunlaşmak” kökünden gelir) Yoğunlaşmış, yoğunlaşmış, yoğunlaşmış: Artık ortalık tamamen kararmıştı, iki arkadaş birbirlerini bulanık görüyorlardı (Hâlit Z. Uşaklıgil).